Bitcoin’in (BTC) son günlerdeki kayıpları, bu hafta büyük ABD hisse senetlerinden performans açısından biraz farklılaştığını gösterdi.
Lider kripto para, son yedi gün içinde yüzde 3,9 düşüşle 28.933 dolar seviyesinde. Buna karşılık, Nasdaq 100, ki Bitcoin’le korelasyonu en yüksek olan endekstir, bu hafta yüzde 2’lik bir kazanç gösterdi.
S&P 500 ile arasındaki fark daha da fazla. Endeks bu hafta yüzde 3,3 yükseliş gösterdi.
ABD hisse senetleri birkaç gündür bir miktar toparlanırken, Bitcoin çuvallıyor. Bu durum Perşembe günü de belirgindi. Wall Street, ABD’nin zayıf GSYİH verilerini geride bırakırken, lider kripto para 29 bin doların altına düştü.
BTC yazım anında 28 bin dolar civarında olup, sonrasında daha da derin kayıplar yaşayabilir. Nitekim bu ayın başlarında 25 bin dolara kadar düşmüştü.
Başlıklar
Bitcoin hisse senetlerinden daha kötü performans gösteriyor
Bu haftaki kayıplarla, BTC ile Nasdaq 100 endeksinin performansı arasındaki fark önemli ölçüde genişledi.
BTC bu yıl yaklaşık yüzde 40 değer kaybetti, Nasdaq ise kayıplarının bir kısmını azalttı ve şu anda yaklaşık yüzde 25 kayıpla devam ediyor. Nasdaq endeksi, pozitif kurumsal kazançlardan bir miktar destek alırken, BTC’nin bu şekilde bir olumlu faktörü olmadı.
Kripto para kırmızı renkte üst üste dokuzuncu haftaya gidiyor, yani bugüne kadar ki en kötü performası. BTC opsiyonlarının Cuma günü toplu olarak sona ermesi, kripto para için daha çok kayıp anlamına gelebilir.
ABD hisse senedi vadeli işlemleri de bugün hafif düşüş gösteriyor.
Piyasalarda mola yok
BTC, geçen sene sonuna kadar elde ettiği kazançların çoğunu bırakarak bu yıl keskin bir düşüş yaşadı. Kayıplara büyük ölçüde, artan enflasyon ve faiz oranlarına ilişkin endişeler neden oldu.
Bu etkenler hala geçerli ve kripto paralar için iştahı ciddi şekilde azaltıyor. BTC düşerken, altcoinler daha da keskin düşüşler yaşıyor.
Terra faciası da bu kripto iştahsızlığına katkıda bulundu ve yatırımcılar artık sektörde bir dizi yeni düzenleme beklentisine girdi.
Diğer taraftan son veriler, kriptolara yönelik duyarlılığın da 2020 yılındaki COVID çöküşünden beri en kötü durumda olduğunu gösteriyor.